7 Aralık 2014 Pazar

Henüz:Göz Göre Göre Bir Temayül



En üst başlık olarak da yer alan bu sözcük, bir süreci ifade ediyor, henüz diyoruz mesela. Henüz o vakit gelmedi, henüz o otobüs gelmedi, henüz hen-nüz. Bloch’lardan Ernst’e göre insan olmakta olandır, insan henüzdür. Henüz olmakta bir kaçış çizgisidir, olmaya dair bir perspektiftir. Hatta başlı başına bir perspektiftir henüz. Bu perspektifin neye doğru yöneldiği de pek de göz önünde değildir.

Henüz, sonrayı düşünen bir şimdiliktir, bu sebeple henüz gelmemiştir, henüz gelmez “tak diye” yaşanır ve o noktada başka henüzler devreye girer. Henüz bu sıkıntıyı atlatamadım, henüz askerlikten gelmedi. Henüz okul bitmedi. Henüz otuz yaşında olamadım. Henüz sivilcelerim var, ergenim. Henüz anne veya baba olamadım. Henüz, mutlak laflar söylemez, henüz kötülük yapan biri için kötüdür denilmemesini izâh eder, bunun yollarını arar, buna dair bir yolculuk sahibidir henüz. Henüz bir umut taşır, bir yükümlülük, bir heyecan. Aslî yer tutuşunu izâhı gözetmesine borçludur. Yaşam bir o kadar henüzdür. Henüz bu yazıyı yeni bitirdim. Henüz, bunları düşünüyorum, onlar kaçmaya cüret ediyor, varlıkları öyle, kaçak yaşamayı huy edinmişler, tutku olmadan düşün insanıyla sıkı bir ilişki geliştiremiyorlar, bu da onların yani sözcüklerin henüzü…


Henüz yersiz yurtsuzluktur en çok da düşün insanı bilir…

Henüz ölüm yok. Öyle olunca da insan henüz kimsenin haberi olmadığı bir henüz içerisinde dolanıp durur…Henüzü bilerek dolanma, yaşanmaya en yakın olanlarıdır, “iyi pragmatizm” hanesine yazılabilir.
Ve henüz, bağımsızlığını ilan etmiş bayrağın şurada veya burada, şu veya bu sebeple dalgalanıyor olmasıdır…




……..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder