22 Aralık 2014 Pazartesi

HeyHayat: Aşk Bu Değil Yapma Güzel


Aynı otobüse binip, aynı yaş ve aynı durağın yolcusu olan iki kişinin otobüsün bütün bu aynılık içinde durduğu aynı durakta farklı yönleri izlemesinden başka da bir şey değildi henüz hayat, birbirlerinden farklı bir yöne hareket etme saiklerini nereden ve de kaç gün sonra becerebilmişti insan? Buna dair saikleri nasıl da üretmişti yıllar içinde. Aynı heyhayat durumu hocalık vasfı içinde geçerliydi. İyi bir hocanın kendisine dönüp durup, dolanıp durup ders verebilmesinden daha iyi bir hocalık olurmuydu ki? Onu üretebilmeye dair, hocalığın üretimine dair saiklerle uğraşmayan bir insan, hoca olabilir miydi, hem hoca bu esnada aynı otobüse öğrencilerini bindirip kimini aynı durakta birbirlerinden ilgisiz yönlere tahvil eden bir hocadan çok farklı duraklarda benzer öğrencileri benzer yönlere tavhil ettiren bir hoca da olabilirdi. Hangisinde en iyi dersi kendisine veren hoca rolü vardı? İkincisi benim hem aklımı hem de gönlümü çelen bir seyir olurdu. Heyhayat durumu her ikisinde de hem yolcu için hem de hoca için zamanı veya deneyimi güncellemekten başka da bir şey değildi sanki. 

...........bir yandan "aşk bu değil yapma güzel" diye bir Avni Anıl şarkısı çala-çalıyordu. 
Ve otobüs şu veya bu istikamet üzre seyrediyordu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder